Orhan Veli’nin Sakal Şiiri
İÇERİK ÖZETİ
Konu sakal olur da adı sakal olan bir sakal şiiri burada konuşulmaz mı? Konuşulur tabi! 🙂 Orhan Veli’yi bilmeyeniniz var mı? Bilmeyen varsa bile en azından bir kez bile olsa onun ismini duymuştur. Kendisi şiiriyle de yaşantısıyla halkın içinden bir kişiliktir, ama yine de duymamış da olabilirsiniz.
Orhan Veli hayatın içindeki olağan, sıradan konuları şiire kattığı, günlük yaşamdan anları şiire aktardığı akımın kurucularından biridir. Şiirde yeni soluk deneyen bu akımın adı Garip Akımı’dır.
Hal böyle olunca yakın arkadaşları Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday ile birlikte bu tarz konuları şiirde sıklıkla işleyen Orhan Veli, sakal üzerine de düşünmüş tabi. Hem hiç sakalsız olur mu?
Bu arada dijital ortamda Orhan Veli’nin sakallı fotoğrafı pek yoktur, sanırım kendisi de genellikle sinek kaydı gezermiş. Tabi 40’lardaki gençlerde pek sakallı gezme alışkanlığı ya da modası yokmuş. Bir de memuriyetle meşguliyetinden olsa gerek, Orhan Veli bir şiirinin adını sakal bırakmış. 🙂
Sakal
Hanginiz bilir, benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerler, üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup yazmasını;
Yatmasını,
Kalkmasını;
Bunca yılın Halimesini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?
Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
Orhan Veli Kanık
Bu arada şiiri Müşfik Kenter’in özel sesinden dinlemek de mümkün 🙂 1995 yılında Esen Müzik’ten çıkan ve Orhan Veli’nin 43 şiirlik seçkisinden oluşan Bir Garip Orhan Veli adlı şiir albümünü Tiyatro sanatçısı Müşfik Kenter seslendirmişti. Bugün bu albümün dijital kayıtlarına YouTube, Spotify gibi dijital platformlardan ücretsiz ulaşmak da mümkün. Orhan Veli Kanık’ın Sakal şiirinin seslendirilmiş halini aşağıya ve link olarak şuraya bırakalım.
Bilmeyenler İçin Orhan Veli Kimdir?
Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şairdir. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurmuştur. Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayıp, sokaktaki adamın dilini ve üslübunu şiirlerine taşıdı. Şair kısa bir hayat geçirdi, otuz altı yıllık hayatına şiirlerinin yanı sıra birçok hikâye, deneme, makale ve çeviri edebiyat alanında özgün eserler sığdırdı.
Yalın bir anlatımı benimsedi, şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı. Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.
Orhan Veli Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi. Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı. Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.
Orhan Veli, 1950 yılının 10 Kasım’ında bir haftalığına geldiği Ankara’da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul’a döndü ancak 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirip hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan hastalığı, doktor tarafından anlaşılamadı ve alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı. Beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı günün akşamında komaya giren şair İstanbul’da hayata veda etti.